Skip links

Artan Teknoloji, Azalan Tepkisellik

Bilinçsiz teknoloji kullanımı, toplumsal farkındalığı azaltarak bireyleri olaylara karşı giderek daha tepkisiz hale getiriyor.

Merhabalar, bugün artan teknoloji kullanımının yarattığı tepkisizlik üzerine haydi hep beraber konuşalım! Teknoloji gelişiminin son 20 yıldaki artan grafiğine bakarak teknoloji kullanımının da aynı oranda artış gösterdiğini görürüz. Teknolojik alet kullanımının 3 yaş civarına kadar düştüğü günümüz koşullarında hayatımız artık teknoloji ve internet üzerine şekilleniyor. 

Geçtiğimiz yıl verilerine baktığımız zaman ülkemizin yüzde 73,1’ i aktif olarak sosyal medya kullanırken bir günde internette geçirdiğimiz zamanın ise 7 saat 24 dakika olduğu açıklandı. Bu veriler bizi bir günlük sosyal medya kullanımı alanında Dünya sıralamasında 15.sıraya yerleştiriyor.

Sosyal medyada zaman geçirmenin avantajları ve dezavantajları vardır. Gelin beraber bu dezavantaj ve avantajlara bakalım. Sosyal medyanın dezavantajlarından başlarsak; zaman kaybı, bağımlılık, siber zorbalık, mahremiyet sorunları, yanıltıcı içerikler gibi maddeleri örnek olarak sayabiliriz. Bunlar çoğumuzun aşina olduğu ve bireysel olarak da etkilendiğimiz zararlar olabilir. Bu sorunlara rağmen sosyal medyanın oldukça faydalı özellikleri de vardır. Bunlar; kolay ve hızlı iletişim, bilgi paylaşımı, ticaret, kariyer ve iş fırsatları, kamuoyu oluşturmak bu avantajlardan bazılarıdır.

Bunların içinden kamuoyu oluşturma ifadesini özellikle ele almak istiyorum. Ülkemizde sıklıkla herkesi derinden etkileyen  olaylar yaşanıyor, insanları kendi akıllarından şüphe ettirecek kararlar alınıyor. Bu tarz durumlar karşısında topluca verilen tepkiler kamuoyunu oluşturuyor. Hatta bu tepkiler öylesine etkili oluyor ki mahkemede alınan bazı kararların değişmesine bile sebep olabiliyor. Peki bu durum toplumu nasıl etkiliyor?

İnternet kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte gün içinde birçok doğru ve yanlış bilgiye maruz kalıyoruz. Beynimiz gün boyu  fark etmediğimiz önemsiz birçok veriyi belleğimize işlemekle uğraşıyor. Böylesine bir veri akışı da doğru ve yanlış bilgiyi birbirinden ayırt etmeyi hayli zorlaştırıyor. Bu durum rutin haline geldiğinde  okuduğumuz her bilgiyi doğru kabul etmeye başlıyoruz. Bunun sonucunda araştırma yapmaya duyulan ilgi giderek azalıyor. İnsanlar okumadıkları, araştırmadıkları için de farklı görüşleri öğrenemiyor. Dolayısıyla kendine ait bir bakış açısı da geliştiremiyor.

 Tüm bunların sonucunda da o konu hakkında hiçbir araştırma yapmamasına rağmen sosyal medyada popüler olan bir fikrin savunuculuğunu üstleniyor. Bu süreç giderek hızlanıyor ve günlük hayatımızın basit bir eylemi olarak yerini alıyor. Peki bu durum gerçekten bu kadar basit mi?

Günümüzde internetin de sağladığı kolaylık sayesinde yerel ve global gündem çok hızlı değişiyor. Sosyal medyadaki beğenilerimiz, paylaşımlarımız gündemin hangi yöne kayacağını da doğrudan belirliyor. Artık tüm bunlar öyle bir noktaya geldi ki insanlar tüm tepkilerini sadece sosyal medyadan gösterir oldu.

 Olayın boyutu ne kadar büyük olursa olsun insanlar bununla ilgili en fazla iki gün paylaşım yaptıktan sonra tüm yaşananları unutuyor. Sosyal medya sebebiyle tüm olaylar normalleştiriliyor. Gerekli tepki verilmediği için toplum giderek yozlaşıyor, adalet sistemi çöküyor, potansiyel suçlular aramızda bizimle yaşıyor.

Tüm yaşananların ardında çok daha derin sorunların olmasına rağmen sosyal medyadaki tepkisizlik ve normalleştirme kültürünün yaygınlaşması bu çarkın işlemesine yardımcı oluyor. Bilinçli gençler olarak bizim üzerimize düşen sosyal medyanın avantajlarından doğru şekilde yararlanmak ve bu normalleştirme kültürünün bir parçası olmamak. Çünkü bizler biliyoruz ki sosyal medyadaki tepkiler doğru yönlendirildiği sürece etkili kamuoyu oluşması sağlanacaktır. Ayrıca teknolojiyi maksimum yarar sağlayabileceğimiz bir şekilde kullanırsak teknoloji ve internet hayatımızın her alanını kolaylaştıracak ve bizi başarıya götürecektir. Bilinçli teknoloji kullanımının giderek artması dileğiyle…

Esra ÖNCÜ

 

Leave a comment