Skip links

Başarı veya Başarısızlık

Unutmayın, kendinizi tanıdığınız ve geliştirdiğiniz sürece yetersizlik size çok uzak bir kelime olarak kalacaktır.

Hayatta kendini ‘o işi’ yapamayacakmış gibi hissettiğin oldu mu hiç? O eğitim programına başvururken ikinci kez düşündün mü? Veya bir sınav sonucuna bağlı olarak potansiyelini küçümsedin mi? Cevap fark etmeksizin bu yazı senin için, arada bir böyle hisseden herkes için.

Bazı işleri yaparken kendimizde güç buluruz ve kolaylıkla üstesinden geliriz. Alışmışızdır çünkü, belki de bizi heyecanlandırmayan bir olaydır. Yapmamız gereken işlerde en önemli etmenin ‘heyecan’ olduğuna inanıyorum. Eğer bir iş bizi heyecanlandırmıyorsa sıradanlaşmıştır. Muhtemelen onu tekrar yapmamız gerektiğinde sanki bir robotmuş gibi tekrarlar dururuz.

Hayatımızdaki heyecanın kaynağı büyük ölçüde kalıplarımızdan çıkmaya dayanıyor. Bilmediğimiz sularda yüzerken hem korkuyor, hem de devam ediyoruz. Çünkü sonucu her ne olursa olsun merak ediyoruz. Başarılı olursak bunun mutluluğunu ve haklı gururunu yaşıyoruz. Belki de o an aklımıza gelen felaket senaryolarının hiçbiri gerçekleşmediği için bu kadar mutlu hissediyoruz. Belki de tüm ihtimalleri, detayları kenara bırakıp sadece yapmamız gerekeni yaptığımız için. Peki ya başarısız olursak?

Başarısızlık hayatın her alanında vardır, buna rağmen kimse başına gelmesini istemez. Özellikle mükemmeliyetçi insanlar için korkulu bir rüya gibidir. Fakat bu süreç içerisinde unuttuğumuz şey şudur: başarısızlık kaçılması gereken bir durum değildir. Ondan ne kadar korkup kaçarsanız ona o kadar yaklaşırsınız. Çünkü korku etkili bir duygudur ve sizi asıl işinizden alıkoyar, fark etmeden dikkatinizi dağıtır. Tüm bunların üstesinden nasıl gelebiliriz?

Başarının da, başarısızlığın da sürecin bir parçası olduğunu kabul etmek işimizi büyük derecede kolaylaştırır. Hayatın çoğu zaman hızlı ilerlediğini hissediyoruz, buna ayak uydurmak için biz de koşmaya başlıyoruz. Hayallerimiz, ulaşmak istediklerimiz ve değiştirebileceğimiz şeyler için var gücümüzle çaba sarf ediyoruz. Bunca olayın içerisinde başarısızlıklar yaşarsak tecrübe edinip devam etmemiz gerekiyor.

Yetersizlik hissine karşı koymak bizi olmak istediğimiz kişiye büyük bir adım daha yaklaştırır. Kapsamlı bir eğitim, okuduğunuz bölüm veya kurduğunuz insan ilişkileri… Hepsi için tek başınıza yeterlisiniz. Kendinizi geliştirmeye ve hayatınızdaki sorunları çözmeye odaklı olduğunuz sürece tüm zorlukların üstesinden gelebilirsiniz. Yapmakla yapmamak arasında kaldığınız, sizi geliştirecek ‘o işi’ yapmanın tam zamanı. Başvurmayı çok istediğiniz ama tereddüt ettiğiniz bir eğitim olabilir, çekişmeli bir münazara olabilir, ‘bir gün başlarım’ diye ertelediğiniz o kitap olabilir, her şey olabilir. Unutmayın, kendinizi tanıdığınız ve geliştirdiğiniz sürece yetersizlik size çok uzak bir kelime olarak kalacaktır.

Yazımı Viktor E. Frankl’dan bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum: İnsanın sorumluluk taşıdığını ve hayatının potansiyel anlamını gerçekleştirmesi gerektiğini söylerken, hayatın anlamının insanın kendi içinde kapalı bir sistemde değil, dünyada keşfedilmesi gerektiğini vurgulamaya çalışıyorum. Bu kurucu niteliğe ‘insanın varoluşunun kendini aşması’ adını veriyorum. Kendini gerçekleştirme denilen şey, ulaşılabilir bir hedef değildir çünkü çok basit olarak insan bunun için ne kadar çaba gösterirse o kadar uzağında kalır. Başka bir deyişle, kendini gerçekleştirme sadece kendini aşmanın bir yan etkisi olarak mümkündür.

Elif KAPLAN

Leave a comment