Skip links

DEMİR KADIN: TOMRİS HATUN

Dünyanın ve bütün insanlığın en zorlandığı, karmaşa içerisinde kaldığı siyaset dünyasına hoş geldiniz sevgili arkadaşlarım. Sizlere bir önceki yazımda nasıl bir konsept izleyeceğimi ve bunu seçmemdeki amaçlarımı anlatmış. Bugün ise artık tamamen konuya girmeyi ve tarihin en eski kadın hükümdarını tanıtarak başlamak istiyorum. Karşınızda nam-ı değer: Tomris Hatun.

Çok eski yıllara götürüyorum sizi, neredeyse MÖ 6.yüzyıl kadar eskiye. Aslında ilk kadın hükümdarımızın doğduğu tarih net bir bilgi değil. Ayrıca kendisinin Saka Devlet’i yönetiminde yaşadığı düşünülüyor. Aslında kendisinin hikayesi doğumundan başlıyor diyebiliriz. Eski devletlerde savaşçı olarak dünyaya gelmek çok olağan bir şey. Çocukluklarından öğrendikleri hayatta kalma kuralları ile ailelerinden aldıkları eğitimler onları doğuştan birer lider ve savaşçı kılıyor. Bunun sonucunda günün birinde herkes bir lider olma arzusu ile yaşıyor.

Tabi ki o dönemlerde bu kadınlar için neredeyse imkansız ama Tomris Hatun’un hüküm sürdüğü toplum kadınlara önem veren devletlerden biri. Tomris Hatun’un Saka Devlet’inin öncelikle prensesi sonrasında kraliçesi olması da önünü açıyor. Kendisinin aynı bir demir kadar sert ve güçlü olduğu düşünüldüğü için, adının demir anlamına gelen ‘Tomris’ konulduğu söyleniyor. Demir kadar sağlam olan kraliçemiz, Persler ile girilen bir savaş sonucu öncelikle eşi sonrasında da oğlunu kaybediyor. Bu süreçte hem maddi hem manevi anlamda devlet çok büyük hasarlar alıyor ve tabiri caiz ise ortalık kan gölüne dönüyor. Tomris Hatun, Pers kralının öldürmek ve kan akıtmak için ne kadar hevesli olduğunu görüyor ve şu sözler ile yemin ediyor: “Kana susamış Kiros, sen oğlumu mertlikle değil, o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla yendin. Ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım..”

Bu sözler sinirli olan bir annenin, eşin ve devletinin bozulması sonucu sinirlenen bir kraliçenin sözleriydi. İşin magazinsel kısmında ise Pers kralı Kiros, Tomris Hatun’a devleti ele geçirmek sureti ile evlenme teklif ediyor ama Tomris Hatun bunu kesin bir dille reddedince aslında tamamen bir savaş başlamış oluyor.  Hızlı bir yayılımcı olan Saka Devleti, Tomris Hatun’un öfkesi ile daha da tehlikeli oluyor. Savaşın ilk başlarında oğlunu kandıran Kiros’a sinirlenen sultanımız, ordunun başına geçiyor ve iki gün süren çetin bir savaşın sonunda Kiros’un kellesini alıyor. Bunların ardından ‘Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni kanla doyuruyorum!’ diyerek zaferini kutluyor ve Kiros’un başını kan dolu bir fıçıya atıyor.

Savaşın bitmesinin ardından tamamen toparlanma sürecine giren Saka Devleti, Tomris Hatun’un adaletli ve güçlü bir lider olması ile hızlıca toparlanıyor ve yeniden sosyal devlet sürecine giriyor. Sosyal Devlet, burada aslında yüzyıllardan beri öne çıkan ‘halkın yararına’ devlet politikasından doğmuştur ve Saka Devlet’i bunu gerçekleştirmeyi başaran en iyi devlettir. Halkın refah düzeyi, sağlık ve eğitim gibi konuları tamamen devletin yönetimindedir. Bu da eşit haklar ve seçenekler sunması konusunda adaleti sağlamıştır.

Size anlattıklarımı kısaca bir politika etrafında toplamamız gerekirse, diktatör ve karizmatik lider başlıklarını kullanmamız gerekir. Öncelikle tek bir karar alma ve doğrucu politika güdülmesi sebebi ile diktatör yönetim burada öne çıkacaktır. Pek tabi eski yönetimlerde bu oldukça olağandır ama karizmatik lider tamamıyla halkın isteklerini ve gücünü yansıtan temsili bir devlet mekanizmasıdır. Burada ise daha çok Tomris Hatun, hırs ve intikam tutkusu ile devletin savaşçı gücünü ortaya koymuş ve ardından başardığı işler ile liderin karizmatik ve sosyal yönlerini kanıtlamıştır.

Tomris Hatun’un ‘ilk kadın lider’ olma unvanı ile yazımızın da ilk kadın lideri olması gerektiğini düşündüm. Sizlere de Tomris Hatun kadar hırslı ve demir kadar güçlü bir yaşam diliyorum.

 

Ecemnur Karademir

Leave a comment