
Geleneklere Karşı Cesaret: Waris Dirie’nin Kadın Hakları Mücadelesi
Çölde başlayan, zorluklar ve baskılar içinde doğan bir ışık gibi parlayan bir kadının azim ve mücadele hikayesi.
Merhabalar, bugün belki sizlerin de tanıdığı, kitabını okuduğu veya belgeselini izlediği büyük mücadeleler veren bir kadının hayatını ve mücadelesinin sesini duyurmaya geldim. Bu kadın çeşitli zorluklar, baskılar altında kalmasına rağmen azimle ve kendine güvenerek yaşadığı tüm fırtınalardan sonra ayakta kalan bir devrim. Gelin bu mücadeleci kadını hepimiz daha yakından ve sesine ses olarak tanıyalım!
Waris Dirie, Afrika’nın Somali ülkesinde çölde doğmuş bir model, yazar, oyuncu ve insan hakları aktivisti. Somalili olma ve kız çocuğu olmanın verdiği zorluk altında büyüyerek kendini keşfetmeye çalışan bu kız çocuğu ailesine yardım etmek ve hayatta kalmak için çobanlık, su bulma ve taşıma, kardeşlerine bakma gibi çeşitli görevlerle büyümüş bir çocuk. İnsanın temel ihtiyacı olan su ve yemek bile zor bulunan hatta bazı geceler aç yatan çoğu çocuktan biridir.
Waris, Somali’nin geleneklerinden biri olan kadın sünneti ile daha 5 yaşlarında iken tanışan biri olarak sünnet edilmiş bir kız çocuğudur. Bunun verdiği sağlık sorunları, gündelik sorunlar, kadınsal sorunlar gibi çeşitli hayati mücadeleler vererek hayatta kalmayı başaran nadir kız çocuklarından biridir. Daha 13 yaşında olmasına rağmen yaşlı bir adamla zorla evlendirilmek istenilen bu kız çocuğunun çölden başkentteki akrabalarının yanına kaçarak hayatın ona getirdiklerine baş kaldırmıştır. Bu adımı atarken yollarda taciz edilme, tecavüz teşebbüsü gibi bir kadının yaşayabileceği en kötü anıları yaşamak zorunda kalmış. Henüz bir çocuk olmasına rağmen hiçbir çocuğun yaşamaması gereken çok kötü olaylara maruz bırakılmış.
Başkente kaçan bu kız çocuğu orada akrabalarında kalarak hizmetçilik, bebek bakıcılığı, yemek pişirme, pazara gitme gibi kadınlara dayatılan ve sadece onların sorumluluğu olarak görülen bu tarz işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Ancak Waris ona bunların yetmediğini, sadece bunlardan var olmadığını bilerek daha fazlasını yapacak bir kıvılcım arayışındaydı. Bu öyle bir kıvılcım olmalıydı ki ona kendi olduğunu, mutlu olduğunu, kendi ayaklarının üstünde kimsenin etkisinde olmayarak para kazanmayı sağlamalıydı.
Genç kadın, Somali’den Londra’ya uzanan yolculuğunda hayallerini ve umutlarını yanında götürerek hayatındaki bir diğer büyük adımı atmış oldu. Ne parası ne de İngilizcesi olmasına rağmen hayatın ona yetmediğini ve daha fazlası olduğunu hissederek yoluna devam etti.
İngiltere’de çocuk bakıcılığı yaparken baktığı akrabasının çocuğunu okula götürüp getirdiği sırada dünyaca meşhur olan fotoğrafçı Terence Donovan’ın onun güzelliğini fark etmesi ile hiç beklemediği sırada modellik kapısını aralayarak dünyaca ünlü manken ve model oldu. Birbirinden ünlü modeller, fotoğrafçılar, markalar ile çalışma fırsatı yakaladı.
Daha sonra 2 defa gittiği fakat her gidişinde utanarak ve üzülerek kapısından döndüğü doktora bu defa kesin bir şekilde yakın kız arkadaşı ile giderek küçükken olduğu kadın sünneti ve birkaç işlem ile dikilmiş olan cinsel organını açtırarak kendisi için bu büyük adımı atmıştır. Her kadının küçükken sünnet edildiğini, bunun böyle olması gerektiğinin yoksa evlenemeyeceğini ve insanların hakkında kötü düşüncelerde bulunacağını oysaki bunun böyle bir şey olmadığını yurt arkadaşı ile dertleşerek anlar. Yurt arkadaşı daima ona kız kardeş sıcaklığında bir yuva olmuştur ve Waris’in bu durumunu olabildiğince en iyi hale dönüştürmek için çabalamıştır.
Waris Dirie’nın modellik ünü Londra, Paris, Milano, New York’a kadar ulaşır ve uluslararası çalışmaya başlar. Waris, tüm bu yaşantıları ile dünyayı gezdikçe kız çocuklarının sesi olmaya kendini adar. Kadın sünneti gibi saçma geleneklerin ortadan kaldırılması, kadınların buna maruz kalmaması için çalışmalar yürütür. 1997’de Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun kadın sünnetinin ortadan kaldırılması için özel elçisi olarak atanır. 1990’ların sonlarında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 130 milyondan fazla kız ve kadının sünnete maruz kaldığını tahmin ediyordu ve bu oran korkunçtu çünkü bunlar rakam değil birer hayattı.
Fransa’nın en yüksek nişanı olan Legion d’honneur’a kabul (2007) dahil olmak üzere aktivist çabaları için çok sayıda ödül aldı. 2009’da Kadınların Onuru ve Hakları için PPR Kurumsal Vakfı’nı kurdu. Berlin ajansı Heymann Brandt de Gelmini ile işbirliği yaparak “FGM’yi Hemen Durdurun” kampanyası yürüttü. Bu girişim, Alman Federal Hükümeti tarafından “En İyi STK Sosyal Medya Kampanyası” ödülüne layık görüldü. 2011’de Hamburg ajansı Jung von Matt ve çamaşır markası Mey ile iş birliği yaparak “Afrikalı Kadınlar İçin Birlikte” kampanyası gerçekleştirildi. Kadın haklarına olan bağlılığından dolayı Seul’de verilen Sunhak Barış Ödülü’nü (2019) almaya hak kazandı.
Sabancı Vakfı’nın Her Şeye Rağmen İnsan Sevgisi Semineri’nde (2016) konuşmacı olarak yer aldı ve konuşmasında ‘’Kadın ve erkek eşitliği çok önemli, hiçbir farkımız yok. Aynı şekilde seviyoruz, aynı şekilde yaşıyoruz. Bu nedenle değişmek zorundayız, eşitliği sağlamak zorundayız. Bütün bu sorunların temelinde iki sebep var, umursamazlık ve eğitim eksikliği. Benim hayata geliş amacım da 200 milyon kadının hayatını etkileyen kadın sünnetiyle, erken yaşta zorla evliliklerle ve kadına karşı şiddetin her türlüsü ile savaşmak. Hayatın amacını unutuyoruz. Birlikte olmaya ve birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Dünyayı ancak böyle değiştirebiliriz” dedi.
Waris Dirie, kadın hareketlerinde öncü olarak bizlere ilham vermektedir. Onun azmi, hayata bakış açısı, düşünceleri, hayalleri, başarısı tüm kız çocukları için umut olmaktadır. Bizler de rol modellerimizin seslerini daha çok duyurarak ulaşmamız gereken kız kardeşlerimize ulaşmada aracı olmalıyız. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşadığımız günleri görmeye az kaldı, umutlu olalım!
Şevval BİNGÖL