Skip links

Teknolojinin Sınırlarını Zorlayan Kadın: Canan Dağdeviren

Bilim dünyasında pek az insan, hem bilimsel yenilikleriyle hem de kişisel öyküleriyle bu kadar etkileyici bir iz bırakır. Canan Dağdeviren, Türkiye’nin gurur kaynaklarından biri olarak öne çıkmaktadır. Teknolojiye yaptığı önemli katkılarla tanınan Dağdeviren’in hikayesi, sadece bilimin sınırlarını genişletmekle kalmamış, aynı zamanda azmi ve kararlılığıyla da insanlara ilham vermiştir.

 

Erken Dönemde Belirlenen Hedefler

 

Küçükken taşı parçalayıp atomu bulmaya çalışmasından ve babasının ona 5 yaşındayken Marie Curie ile ilgili bir kitap hediye etmesiyle bilime merakı artan Canan Dağdeviren’in ileride çok büyük bir bilim insanı olacağı daha çocukken belliydi. O kitap hayatının dönüm noktalarından biri olmuş ve o kitapla birlikte piezoelektriği keşfetmişti.

Lisede karşılaştığı Prof. Erdal İnönü, Dağdeviren’in fizik alanında kariyer yapma kararını şekillendiren önemli bir mentördü. Bir kitapla başlayan serüveni bir kitapla daha devam etmiş ve Erdal İnönü’nün ona verdiği “Anılar ve Düşünceler” kitabı sayesinde fizikçi olmaya kesin karar vermişti.

 

Hayallerden Bilimsel Başarıya

 

Eğitim hayatındaki başarılarını hayallerinin peşinden koşmasına borçlu olduğunu ifade ediyor Dağdeviren. Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü,  o sene sadece bir kişiye verilen Sabancı Üniversitesi yüksek lisans bursu, ABD’de Fulbright Doktora Bursu’nu kazanarak gittiği  The University of Illinois at Urbana, Champaign (UIUC)’de  bu alana olan tutkusuyla başarılara imza attı.

 

Canan Dağdeviren, Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ilk Türk olma onurunu taşıyor. Onun yenilikçi çalışmaları, bilim dünyasında hayranlık uyandırarak ABD’nin prestijli dergisi Forbes’un ’30 Yaş Altı Bilim İnsanı’ listesine girmesini sağladı. Dahası, MIT (Massachusetts Institute of Technology) yayını Technology Review’ın her yıl açıkladığı ’35 Yaş Altı Mucitler Listesi’nde de yer alarak, genç yaşta elde ettiği bu başarılarla bilim camiasının parlayan yıldızı haline geldi. Dağdeviren’in azmi, çalışkanlığı ve yenilikçi düşünceleri, ona dünya çapında bir saygı kazandırdı ve geleceğin bilim dünyasına yön veren ilham verici bir lider olarak tanınmasını sağladı.

 

Kalpten Gelen İlham: Giyilebilir Kalp Pili Projesi

 

Çocukluk hayallerinin büyülü dünyası, bazen ileriki yıllarda gerçekleştirilecek büyük projelerin temelini oluşturabilir. Canan Dağdeviren için bu hayal, dedesinin 28 yaşında kalp yetmezliğinden vefat ettiğini öğrendiği zaman yani beş yaşındayken başladı. O günden sonra, hayal yaşını 28 olarak belirledi ve bu yaşa ulaşana kadar kalp sorunları yaşayan hastalar için bir şeyler yapma arzusu onu hiç bırakmadı.

İcat ettiği kalp, akciğer ve diyaframın hareketiyle elektrik enerjisi üreten kalp pili ile sağlık sektöründe devrim yarattı ve birçok hastaya umut oldu.

 

İki Dünya Arasında Bir Köprü: Esnek ve Biyouyumlu Teknolojiler

Canan Dağdeviren’in çalışmaları, bilimsel merakını ve insanlığa hizmet etme tutkusunu bir araya getiren nadir örneklerden biridir. Dağdeviren’in bilim dünyasındaki yenilikçi çalışmaları, esnek ve biyouyumlu teknolojiler alanında da büyük bir çığır açtı. Dağdeviren, özellikle vücutla uyumlu olan ve farklı sağlık sorunlarına çözüm sunan teknolojileriyle dikkat çekiyor.

Sindirilebilir sensörlerle başlayan bu yolculuk, sindirim sisteminin ritmik kasılmalarını ölçerek tanımlayan bir cihazın geliştirilmesiyle devam etti. Bu inovatif yaklaşım, hastaların sağlık durumlarını sürekli izlemelerini ve sağlık hizmetlerinden daha kişiselleştirilmiş bir şekilde yararlanmalarını sağlıyor.

49 yaşında meme kanserinden kaybettiği teyzesinden aldığı ilhamla yaptığı elektronik sütyen projesi, bilim dünyasında önemli bir fark yaratma konusundaki azmini daha da güçlendirmiştir. Meme kanserinin ultrasonla erken teşhisi için tasarlanmış bir giyilebilir cihaz içeren bu yenilikçi yaklaşım, kanser teşhisinde erken müdahalede bulunma ve tedavi başarı oranlarını artırma potansiyeline sahip. Bu konuda “Elektronik sütyenle her yıl 11 milyon kadının hayatı değişebilir” diye ekliyor Canan Dağdeviren.

Canan Dağdeviren, Parkinson hastalarının yaşam kalitesini artırmak amacıyla geliştirdiği beyin iğnesiyle de önemli bir sağlık sorununa çözüm getirmiştir.

 

Cinsiyet Eşitliğinin Savunucusu

Canan Dağdeviren, bilim dünyasında cinsiyet eşitliği konusunda aktif bir savunucudur. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak, bilimde kadınların karşılaştığı zorluklara dikkat çekmektedir. Dağdeviren, cinsiyet temelli ayrımcılığın ve önyargının bilimsel kariyerleri nasıl etkilediğini gözlemlemiş ve bu konuda farkındalık yaratma çabalarını sürdürmektedir.

Kadın bilim insanlarının karşılaştığı zorlukları ve bu engelleri aşma stratejilerini sıkça vurgulamaktadır. Özellikle genç bilim insanlarına, cesaretlerini kaybetmeden hedeflerine ulaşmaları için ilham verici bir rol model olmayı hedeflemektedir. Kendi kariyer deneyimlerinden yola çıkarak, kadınların bilimde daha fazla ses getirmeleri ve etkili olmaları için çaba sarf etmektedir. Canan Dağdeviren’in hikayesi sadece bilimsel başarılarla dolu değil, aynı zamanda hayal gücünün ve azmin nelere kadir olduğunu da göstermektedir.

 

Son olarak yazımı, Canan Dağdeviren’in gençlere ilham verici sözleriyle bitirmek istiyorum:

“Hayatınızın her anında tutkuyla, aşkla hayallerinize sarılın ve pes etmeyin. Kendimizi bizden daha iyi tanıyacak biri yok; o nedenle kendilerine de soru sorup hayattan ne istediklerini sorgulamalarını isterim, hepimiz ara sıra kendimizle baş başa kalmalıyız.”

 

Melisa YILDIZ

Leave a comment